Merhaba sayın okurlar. Herkese saygı ve sevgiler sunarım.
Sayın okurlar, bugünkü yazımda; bir kısım insanların dini açıdan uygun görmediği, bir kısım insanların da normal gördüğü yılbaşı kutlamaları ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım sizlerle.
31 Aralık, bir yılı bitirip yeni bir yılı karşıladığımız bir gece. Bu gece yapılan etkinlikler, aslında insanların eğlence özleminden kaynaklanmaktadır.
Bu gecenin dinle alakası yok, hristiyanlara ait değildir. Onların noelleri 25 Aralıktır. Noel, hristiyanları ilgilendirir, bizim yılbaşı kutlamalarımızla bir alakası yoktur.
Yılbaşı gecesi tüm insanların ortak bir değeridir. Elma ile armut hikayesi gibi, olayları birbirleri ile karıştırmamalıyız. Yeni yıl gireceği gece isteyen Kur'an okur, isteyen çay, kahve içer, isteyen evinde eğlence düzenler. Yılbaşı gecesi bir “kutsal gece” değildir.
Bu konu açılmışken size çok sevdiğim sevgili Cahit Sıtkı Tarancı'nın “Memleket İsterim” şiirinin yılbaşına uyarlanmış halini okuyayım.
(Tarancı, şiirinde; “Memleket isterim, gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun” diyor.)
“Öyle bir yıl olsun ki,”
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.
“Öyle bir yıl olsun ki,”
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
“Öyle bir yıl olsun ki,”
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
“Öyle bir yıl olsun ki,”
Yaşamak sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Hepinize iyi yıllar dilerim. Her şey gönlünüzce olsun. Hoşçakalın.
Facebook Yorum
Yorum Yazın