Merhaba sevgili dostlar.
Sevgili okurlar; bugün sizlerle, sıkça karşılaştığımız ve benim “başka bir yöntem olamaz mı” diye düşündüğüm, sosyolojik bir konuyu felsefi bir yaklaşımla kritik edelim istedim.
Konumuz yarış...
Günümüzde insanlar; büyükler - küçükler hatta çocuklar bile kazanmak için yarıştırılıyorlar. Bu bana sadece sorundan. kurtulmak için bulunan bir yol gibi geliyor. Üzerinde düşünürsek, bence daha medeni yöntemler olabilir. Mesela, kişinin istediğine sahip olması için o konuyu istemesi, ilgisinin olması, o konuda kabiliyetinin olmasıdır gerekir.
Bu yetenek temel eğitim aşamasında tespit edilip, kişi o yönde eğitilir ise hiç yarış niteliğindeki stresli imtihanlara gerek kalmaz. Burada önemli olan o eğitimi veren öğretim görevlisinin iyi eğitimli olmasıdır. Bir insanın, olmak istediği yerde olması, o yeri çok istemesiyle olur. Nasıl ki bir söz var ya, “insan duymak isterse duyar duymak istemezse kulağının dibinde bağır istersen, farketmez”.
Kişiye istemediği, sevmediği konuyu sevdiremezsin. Olsa da öyle olur. Yani “zorla güzellik olmaz” denildiği gibi.
Bu imtihanlara ben yarışmak derim. İnsanların stresten psikolojileri bozuluyor.
Yarış her yerde, tv'de açık oturumlarda…
Kimse kimsenin altında kalmamak için birbirlerini konuşturmadan, konuşmalara bodoslama dalıyorlar.
Trafik yarışı, varlık yarışı, yemek yapma yarışı, giyim - şıklık yarışı gibi bir sürü anlamsız yarışmalar…
Bu yarışmalar, hırs ve kıskançlığı da getiriyor. Halbuki gıpta etmek var… Yani beğenmek var, insanın güzellikleri kendine örnek alması var. Böyle olmalı. Bizlerin daha olgun bir tavırla gördüğümüz güzellikleri kendimizden daha üstün yapılan becerili insanları hazm etmeliyiz, sindirmeyi öğrenmeliyiz.
Her insan her şeyi yapamaz. Herkesin kendine göre bir kabiliyeti vardır.
Benim siz okurlarımdan bir ricam var. Siz de benim paylaştığım konulara katılabilirsiniz. Ben sizlerin fikirlerinizden istifade ederek belki daha güzel sohbetlerimiz olur. Yani benim yazılarıma yorum yazabilirsiniz. Beğendiyseniz, “beğen” tıklayabilirsiniz.
Hepinize beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Hoşçakalın.
Saygılar…
Doğru söze ne denir? Çok güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık
Güzel bir bakış açısı.