Sevgili okurlar, yeni bir makalede yine beraberiz.
Bu yazımda hem düşünelim, hem de birbirimizi düşündürelim istedim. Konumuzun başlığı “Sona doğru” olunca, acaba sona doğru giden neler var diye biraz hayal edelim.
Maalesef sona doğru giden o kadar fazla şeyler var ki! Dünyada yaşayan canlıların (insanlar hariç) yaşam alanlarının çok hızlı bir şekilde sona doğru gittiğini görüyorum. Ancak bir varlığın sonu, başka varlıkların oluşumunun başlangıcı oluyor. Demek istediğim şu ki, yaşayan canlıların tükenip yerlerine mikropların, virüslerin, hastalıkların gelmesidir. Şu anda dünyadaki durum, canlı yaşamının sona doğru gitmekte olduğudur.
Sevgili okurlar, hepimizin bildiği gibi Allah'tan başka sonu gelmeyecek hiçbir varlık yok. Ancak, bu yok oluşu doğal haline bırakmak lazım. Hatta, canlıların ömürlerini bilim adamlarımız ve teknoloji ile uzatmaya çalışmaktayız. Peki bu çabalarımız boşa mı olacak?
Benim gördüğüm kadarıyla doğal hayatın devamı için (kimse kusura bakmasın) kültürlü insanlar çok çaba harcıyor, ama cahiller de yok etmek için, doğayı kirletmek için elinden geleni yapıyorlar. Örneğin, çok sayıda çocuk yapıyoruz, sonra da o çocuklara bakamıyoruz. Onları eğitemiyoruz. Sonra ne oluyor? Cinayetler, mafya, terör gibi birtakım cahilce davranışlar oluyor. Yaban hayatında kuralsız davranışlar, yeşil alanların yok edilmesi, çevrenin kirletilmesi, derelerin, denizlerin çöplük haline gelmesi, kısaca bu doğal hayatı yok eden cahilce bir yarış var.
Peki, bizler zar zor idare ederek, gittiği yere kadar götüreceğiz. Geriden gelen nesil ne yapacak? Onlara ne bırakacağız? O gelecek nesil bize sövmeyecek mi?
Bizler, atalarımızın bize bıraktığı güzellikler için onları güzel güzel anıyoruz. Peki gelecek nesil ne diyecek? Bu konuştuklarımızı hepimiz biliyoruz, ama dikkat etmiyoruz. Artık kendimize gelip canlılığa -Yaban hayatı olsun, bitki örtüsü olsun- zarar vermemeliyiz. Hele hele biz. Biz köylüyüz. Şehirli değiliz. Bu durumları en iyi biz biliriz.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hoşçakalın.
Facebook Yorum
Yorum Yazın