Sevgili dostlar, sevgili hemşehrilerim. Bugün size farklı bir düşünce, inatçı bir karakter, bireysel bir mücadeleden bahsedeceğim. Belki benim böyle düşündüğüm gibi düşünenler vardır.
Ben tek hücrenin çok hücreye dönüştüğü gibi bireysel bir eylemin, bireysel bir protestonun, toplumsal bir eyleme, toplumsal bir protestoya dönüşeceğine inanırım. İnandığım olmasa bile, karınca misali safım belli olsun derim. Hani hikayede karınca Nemrut tarafından yakılan ateşe atılmak istenen Halilullah sıfatı verilen İbrahim peygamberin ateşini söndürmek için su taşıyan karıncaya filin “Çekil kenara ezileceksin” demesi üzerine, “suyum ateşi söndürmese de safım belli olsun” diyen karınca misali.
Ben uzun yıllar taşlanmış, yani beyazlatma, eskitme yapılmış kot pantolon almadım. Alanları da hep uyardım. Sebebi; bu kotlardaki beyazlatmalar tazyikli (basınçlı) kumlama işle yapılıyor ve bu sektörde çalışanlar aşağı yukarı hepsi bir süre sonra akciğer hastalıklarından ölüyorlar. Ama ekmek kapısı deyip o işi yapıyorlar. Ben devamlı bu sektörün yok olması için hiç kumlanmış pantolon almadım, siz de almayın. Geçi şimdi sektörde yeni yeni teknoloji değişiyor. Ama hala eski sisteme devam edenler var.
Bir takıntımı daha anlatmak istiyorum. Ben sporu bedenin ve ruhun sağlıklı olması için yapıldığını, o sağlıklı beden ile sporcuların birbiri ile yarıştığına inanırım. Sporun, bedenin bütünlüğünün bozulmaması için yapıldığı muhakkak. Sanırım buraya kadar hemfikiriz.
Peki bu boks, kingboks ve kafes dövüşleri sizce spor mu? Ben televizyonda bunlar çıktığında kanal değiştiririm. Böyle spor mu olur. Biz vücudumuzun sağlığını isterken burada vücudun sağlığını bozuyoruz.
Aklın yolu birdir, göreceksiniz bir süre sonra bunlar spor olmaktan çıkarılırlar. Kavga etmekten spor olur mu? Çok ilkel, çok çağ dışı işler. Ama güreş ne kadar medeni, ayrıca kural dışı davranışlara da müsaade edilmiyor. Ne kadar güzel.
Sizlere beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Hoşçakalın…
Facebook Yorum
Yorum Yazın