Musibet ve Nasihat

Sayın okurlar, sayın dostlar.

Size bugün değişik bir konu ile geldim. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben son zamanda sıkça karşılaştığım için bu konuyu sizinle paylaşmak istedim.

Konumuz nasihat…

Şöyle oluyor.

Adama bir yardım talebiyle gidiyorsun ve nasihat alıp geliyorsun. Bakıyorsun kişi sıkıntıda, sorununun çözümü için yardım istiyor. Ya biraz bekle, ya biraz sabret deyip buna benzer nasihatlarla seni postalıyor.

Bir de var, “Yum gözlerini biraz uyu, gözlerini açtığında göreceksin, her şey düzelmiş olacak.” diyerek büyücülüğe soyunanlar var.

Halbuki insanlar nasihat değil icraat istiyor. Zaten nasihat, bir talepte bulunduğunda değil, karşılıklı yapılan bir sohbette söylenir. Bu nasihatta bulunacak kişi görmüş geçirmiş, bir takım birikimleri olan insanlardır.

Her önüne gelen ahkâm kesmemeli. Affedersiniz, adam der ki; “Köpekten dost olmaz.” Diğeri ise; “Köpek insana dosttur.” der. Buyurun, hangisi doğru, hangisini dinleyelim?

Halbuki hayatta konjonktürün değişmesiyle birçok nasihat ve doğru bildiklerimiz bazı usta sözleri değişebilir, bildiğimizin tersi olabilir. Bunların musibetlerle, başımıza geldikçe doğrusunu buluruz. Hani derler ya bir musibet bin nasihata bedeldir. Bence doğru bir sözdür.

İlginç bir deyiş vardır. “Duyarak inandığında uçak düşmesin diye dua edersin, bildiğini yaptığında uçak düşmesin değil, Cennete gideyim diye dua edersin.”

Bir de hayatımızda anahtar diyebileceğimiz sözcükler vardır. Bunlar nasihat değil, bilimsel, tartışmasız doğrulardır. Örneğin; “Sinirliyken cevap verme.” , “Mutluyken söz verme.” , “Üzgünken karar verme.” gibi. Zaten insan bunları okuduğunda da doğru der.

Nasihatta (bakarsan) herkesin kendine göre nasihatları var. Karşındakini dost bilirsin, bir ihtiyaç halinde gidersin. Sana bir nasihat çeker, o zaman anlarsın dostunu.

Padişaha demişler ki; “Kaç tane dostum var?” Padişah, “Tahttan indikten sonra belli olur.” demiş.

Tabii ki konuştuklarımızda ana baba gibi, çok candan kişileri tenzih ediyorum. Onlar çok defa mal değil, bizim için canlarını verebiliyorlar.

Neyse, kusura bakmayın başınızı ağrıtmayayım, konuyu kapatalım. Ama ben de bir nasihatta bulunayım. Politikacılara inanmayalım, icraatlarına bakalım.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Beğenmelerimizi ve yorumlarımızı yapalım. O zaman ben de kendime gerekiyorsa çeki düzen veririm.

Hoşça kalın…