Korkmak

Merhaba sevgili okurlar. Yine farklı bir konu üzerinde düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Konumuz da korkmak olsun.

Korkmak çok ilginç bir istem dışı harekettir. Yani korkmak istemesen de korkarsın. Ancak daha ilginç olan şey, bazı insanlar korkan insana korkak derler, ödlek derler. Kısacası ayıplarlar. Sanki yanlış yaparmış gibi, korkan insanı gözlerinde küçültürler.

Halbuki korkmak, insan doğasında olan ve olması gereken doğru davranış biçimidir. Aslında, korkmayan insanda bir sorun var. Bunlar düşüncesizlik, duygu eksikliği veya psikolojik gibi problemler olabilir. Yani örnek verirsek, uyuması gerekirken uyumayan bir insanı düşünelim. Bunun gibi bir şey.

Bir diğer değişim gösteren korku hali de, korkunun kişinin eğitimi ve yetişme tarzı ile ilgili olması. Eğer kişi doğru konularda devamlı aynı mesele ile uğraşmışsa, o konuda daha cesur olabilir, daha korkusuz olabilir. Bu, o konu üzerinde aldığı eğitim ve kazandığı bilinç ile ilgilidir.

İnsanlar, bazen maddi ya da manevi girişimlerde bulunurlarken daha cesur olabilirler. Ancak bu cesaretin arkasında, genellikle kişinin güvendiği yerler vardır. Bu da çok önemli. Güvencen varsa daha cesur olursun, daha büyük borcun altına girersin.

Peki adamın hiçbir güvenecek dalı yok ise, nasıl cesur olacak? İşin sonunu düşünmek zorunda. Allah hiç kimseyi gücünün yetmediği meselelerde zorda bırakmasın. İnsanın gerçekten uykuları kaçar, psikolojisi bozulur, huzuru olmaz. Korku, insanın bir olmazsa olmazıdır.

Ne kadar güvencesi olsa da, korku her zaman insanın aklının bir köşesinde olur. “İstediği ya olmazsa” diye içine girdiği mesele aklından hiç çıkmaz.

Yine bir makalenin sonuna geldik. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hoşçakalın.