Son günlerde en çok konuşulan konulardan bir tanesi de yangınlar oldu maalesef. Hemen hemen her gün bir yangın haberi duyuyoruz. Hem Değirmenköy, hem de ülkemiz genelinde. Özellikle Değirmenköy yangınlarının bazılarında ekili buğday tarlalarının yanarak küle dönüştüğüne şahit olduğumuzda içimiz parçalanıyor.
Dün yine Değirmenköy - B.Çavuşlu sınırları içerisinde bulunan Sulama Göleti taraflarından yoğun dumanların yükseldiği görüldü. Bir süre sonra da itfaiye sirenlerinin sesleri işitildi.
Önceki salı günü Değirmenköy’ün Seymen yakası denilen mevkiisinde itfaiyelerin müdahale ettiği arazi yangınlarına rastlandı.
Ondan önce de, birer gün arayla çeşitli yerlerde meydana gelen yangın haberlerini okuduk ve işittik.
Ülkemizin genelini ilgilendiren Muğla - Marmaris orman yangınlarını hep birlikte takip ediyoruz.
Peki ama neden çıkıyor bu yangınlar; ihmal mi? Kasıt mı? Doğal sebepler mi? Terör mü?
Evet yangınların bir çok sebebi olabilir. Ancak bu sebepleri temel olarak ikiye ayırmak mümkün.
İhmal sonucu çıkan yangınlar
Toplum olarak kırlarda gezmeyi, piknik yapmayı özellikle de mangal kültürünü benimsemiş bir milletiz. Evet, mangal gerçekten zevkli bir uğraş. Kabul edelim ki burada maksat yemek değil, doğal bir ortamda keyifli zaman geçirmek. Stres atmak, hayatın sıradanlaşan olgularından, monotonluğundan kurtulmak için, farklı ve doğal bir atmosferde bulunmak. Ve bizler bunu hak ediyoruz da.
Ama hak etmediğimiz şeyler de var. Eğer yediğimiz içtiğimiz yerde ortamı temiz bırakmaz, yaktığımız ateşi kontrolsüz terk eder de bundan başkalarının zarar görmesine neden oluyorsak, işte o zaman bizim keyfimiz başka insanların felaketine yol açabilir. Maalesef cayır cayır yanarak yok olan ekili arazilerin maddi ve manevi kaybının bir sebebi de bu tür ihmallerden oluşabilmektedir.
İhmal denince akla gelen bir başka sebep de, sigara izmaritinin söndürülmeden yere atılmasıdır. Çok basit gibi görünen bu olay, hava sıcaklığının ve rüzgarın da etkisiyle çok rahat olarak etraftaki sap saman gibi yanıcı materyalleri tutuşturabilmektedir.
Bir de son zamanlarda uzmanların yaptığı açıklamalara göre, cam kırıkları ve özellikle cam içecek şişeleri gibi nesnelerin doğaya atılması yangına sebep olabilmektedir. Cam parçalarının bazı şekillerde olanlarının mercek görevi görerek güneş ışınlarının şiddetini arttırması dolayısıyla, kuru otların tutuşmasına yol açtığı söylenmektedir. Bu bize mantıklı gelir veya gelmez ama uzmanlar söylediğine göre dikkate almamızda yarar vardır. Zaten medeni bir toplum için, cam değil hiçbir atığı çevreye bırakmamız uygun bir davranış olarak görülmeyecektir.
Bu ve buna benzer ihmale bağlı sebepleri çoğaltmak mümkündür. Örneğin tarlalarda, bağ bahçelerde bazen bertaraf amacıyla bir takım çöp tarzında atıkların yakılarak yok edilmesine rastlanabilmektedir. Özellikle harman zamanı, ama aslında hiçbir zaman bu tür hadiseler doğru değildir. Küçücük bir kıvılcım, rüzgar tarafından yakınlardaki ekin tarlasına çok rahat taşınabileceğinden yangınlara neden olması ihtimal dahilindedir.
Terör yangınları
Değerli okurlarımız, peş peşe gelen yangın haberleri ister istemez insanın aklına kasıt, şantaj, terör gibi konuları da getiriyor. Geçtiğimiz yıl da hatırlarsanız hem ülkemizde hem de dünya genelinde bir çok yangın haberlerine hep beraber şahit olmuştuk.
Tabii bu konular bizim değerlendirme yapabilecek gücümüzün, bilgimizin dışında olan konulardır. Fakat kamuoyundaki söylentiler ve medya organlarındaki haber yorumlarına bakıldığında terör ve kargaşa çıkarmak amaçlı kasıtlı yangın olasılıklarını da göz ardı etmemek yerinde olur.
Hatta Rusya’daki yangınlar için “Amerika’nın işi olabilir “ gibi bir takım sesler bile gelmişti Rus yetkililerden.
İnşallah bu ihtimal yetkili kurumlar tarafından araştırılıyor ve inceleniyordur. Çünkü burada vatandaşın bireysel olarak alacağı tedbirler azdır ya da kısıtlıdır. Ancak vatandaşlar gördüğü bir şüpheli durum var ise emniyet güçlerine ihbarda bulunulabilir.
Yangın, sebebi ne olursa olsun arzu edilen bir olay değildir. Bazen çok basit önlemler ile önüne geçebileceğimiz bu felaket için hepimiz özellikle yaz aylarında teyakkuz halinde olmalıyız.
Bu vesileyle başta Değirmenköy’de olmak üzere, tüm ülkemizde yangınlardan zarar gören vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyor, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın