Merhaba sayın okurlar. Hepinize sevgi ve saygılar sunarım.
Sayın okurlar, sağlığımız için aşının ne kadar önemli olduğu bilinen bir gerçek olsa da, maalesef aşılarla ilgili bir çok tartışma gündemi işgal etmeye devam ediyor. Bugün, benim de şahit olduğum ve doğru bulmadığım bu aşı tartışmalarını inceleyeceğiz.
İnsanlık için çok değerli ve büyük emek ve masraflarla elde edilen aşılar hakkında bilip bilmeden çok olumsuz konuşmalar yapılıyor. Bu çıkan söylentiler, çatlak sesler toplumumuzda az da olsa ortalığı bulandırmaya yetiyor.
“Grip aşısı (adını vermeyelim) bilmem neyi tetiklermiş.” “Korona aşısı daha başka bir riski barındırırmış.” Ve bazı aileler çocuklarına çocuklukta yapılan çiçek aşısı gibi aşıları da yaptırmıyorlar. Bu durum bizleri ortaçağ karanlığına sürüklüyor.
Yani, kuduz aşısını yaptırmayalım da kuduralım mı? Nereden çıkıyor bu söylentiler? Biz cahilliği yenelim derken şimdi bu safsatalarla mı uğraşalım? Bu bilim adamları yanlış düşünüyorlar da, cahillik mi doğru düşünüyor?
Bir ülkenin kalkınmışlığı enerji fiyatları ile ölçülür. Bir ülkede bebek ölümlerinin oranı, o ülkenin sosyoekonomik konumunu gösterir. Yüz yıl önce Türkiye'de bebek ölüm oranı çok yüksek idi. Şimdi Allah'a şükür, medeni ve çağdaş ülkeler düzeyindeyiz.
Bu bebek ölümlerinin ve bulaşıcı hastalıkların yok olması, bunların önüne geçmemiz aşılar sayesinde olmuştur. Aşı karşıtlığı düşünen insanlar doktora da gitmesinler, ilaç da almasınlar. Çünkü her ilacın kendine göre olumsuz bir yan etkisi vardır.
Bu durumda hastalıktan kurtulmak için mutlaka o yan etkilere katlanmak zorundayız. Zaten bu ilaçlarla uğraşan, bu aşılar üzerinde çalışanlar yan etkileri minimuma (en aza) indirmişler. Çok fazla hayati yan etki olsa o ilaç kullanılmaz. Başka çareler aranır.
Bunlara kafa yoran insanlar var. Lütfen bilim adamlarına güvenelim. Ortalıkta gereksiz kargaşalar çıkarmayalım.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hoşçakalın.
Facebook Yorum
Yorum Yazın