Sevgili okurlar,
Cehalet üzerine sıkça yazıp çizdik, bu konuda çokça konuştuk. Ancak hâlâ söyleyeceklerim var, çünkü cehaletin yarattığı etkilerden biri de cesarettir. Derler ya, "Cahilde cesaret boldur," diye. Cahil cesareti sınırsızdır; konuyu tam anlamadan, derinlemesine düşünmeden olayların içine dalıverir. Özgüveni fazlasıyla yüksek olur.
Cesaret, doğru şekilde uygulandığında gerçekten değerlidir. Bir plana, bir programa dayandığında, düşünceyle harmanlandığında güzeldir. Etrafımıza baktığımızda, başını derde sokan birçok insanın düşüncesizce sergilediği "cesur" davranışlar nedeniyle bu duruma düştüğünü görürüz.
İş dünyasında bulunmuş biri olarak gözlemlerim var. İş insanlarının çoğunun yüksek öğrenim dereceleri yoktur. İş hayatına, büyük oranda cesaretle adım atmışlardır; sermaye ise ikinci planda kalmıştır. Kimi başarısız olup yola devam edememiş, kimisi de büyük başarılar elde etmiştir.
Hiç profesör olan bir iş insanı gördünüz mü? Profesörler çok zekidir; ancak, genellikle maaşlarının ötesine geçmezler. Basit bir örnekle açıklayayım: Cahil cesaretiyle dolu bir kişi, yolun karşısına geçerken çok dikkatli davranmaz; hızlıca atılır. Şanslıysa geçer, şanssızsa kaza yaşar. Ancak çok zeki biri, karşıya geçmeden önce uzun uzun düşünür, ölçer, biçer, bekler. Zaman kaybı yaşar, hatta işi acilse gecikebilir. İşte bu yüzden, akıllıların işi daha zordur.
En tehlikeli olan cesur insanlar ise, bir işe girmeden önce "Arkandayım," derler. Onlara güvenerek harekete geçersiniz, ancak bir de bakmışsınız ki kimse kalmamış yanınızda. İşte o zaman anlarsınız ki, başkasının desteğiyle cesur olmak kalıcı bir güven sağlamaz.
Bana göre, herkes kendi kapasitesine, kendi imkânlarına göre, akılcı bir plan ve program yapmalıdır. Kendi sınırlarını bilen, altından kalkabileceği işlere cesaretle yaklaşan ve her zaman tedbiri elden bırakmayan insanlar uzun vadede başarıyı yakalarlar.
Tüm okurlarıma, beni dinledikleri için teşekkür ediyor, iyi günler diliyorum. Hoşça kalın.
Facebook Yorum
Yorum Yazın