Başar Turizm
İstanbul
BIST9833.22
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BTC/USD57646.841
Haluk Özdemir

Haluk Özdemir

Mail: [email protected]

Bu işi takip edeceğim.

Bu işi takip edeceğim.

Merhaba sayın okurlar.

Sayın okurlar, bugün size sıkça karşılaştığım bir konuyu ve konuyla alakalı olarak başımdan geçen hadiseyi anlatmak istiyorum.

Ben özel sektörde uzun süre yönetici kadrosunda çalışarak çalışma hayatımı tamamladım. Birçok değişik konularda kayda değer deneyimlerim var. Bu yüzden kamu, ya da özel sektör çalışma hayatını çok güzel gözlemleyebilirim. Eksik ya da fazlaları kolayca görürüm.

Bunları anlatmamdaki amaç, yaşadığım bir takım hadiseleri doğru bir şekilde analiz ettiğimi ifade etmek içindi. Başımdan geçen olayı anlatmadan önce birkaç hususa daha değinmek istiyorum.

Özel sektörde, genellikle kurumsal olan firmalarda, çalışan kadroların teorik sayısının tespit edilmesinde test dediğimiz şöyle bir yöntem izlenir. İşçi ile çalışacağı makina ya da yapacağı iş arasında test yapılır.

Mevcut iş makinesi veya yapılacak o iş ne kadar zamanda kaç işçi ile yapılır diye işçiyi çok fazla sıkıştırmadan bir zaman ölçümü yapılır ve o işin başına kaç işçi verilebilir diye bir tespit yapılır. O fabrikanın teorik işçi sayısı yani kemik kadro bulunur ve o fabrikanın iş ve işçi kapasitesi böyle oluşur. Ancak yeri geldiğinde kapasite düşürülür ya da arttırılabilir.

Şimdi gelelim kamu iş yerlerine. (Bunu bulunduğumuz zaman için söylüyorum.) Hiç mübalağasız söylüyorum ki, kamu kuruluşlarının yüzde 95'i laçka durumda. Hangi bölüme gelsen üç - beş işçi ya da memur (neyse) bir araya gelmiş koyu bir muhabbet... Sen gittiğinde kimse yüzüne bakmaz.

Çünkü muhabbetleri çok önemli. Artık bir şekilde araya girersin de derdini anlatırsın.

Sayın okurlar hepimiz şu veya bu partili olabiliriz. Ancak doğruya da doğru demeliyiz.

Genellikle çalışanların bir çoğunun arkaları var. Kimseye bir şey söyleyemezsin. Sen suçlu çıkarsın.

Size başımdan geçen bir hadiseyi anlatayım;

Silivri Devlet Hastanesi'nden bir sürü zorluklarla bir randevu aldım ve doktora gittim. Randevu saatim geldi, geçti. İçeri çağrılmadım. Çünkü doktorun misafiri vardı. Neyse bir süre sonra çağrıldım. Doktor test yaptırmam için belge almaya beni danışmaya gönderdi. Danışmadaki memur da yok. Nereye gittiyse... Orada sıraya geçtim. Memur geldi. Ben de bizi çok beklettiğini söyledim. Bana; “Bekleme nasıl olur, ben sana göstereceğim” dedi. Ama ne yapacağını anlamadım. Verdiği belgeyi okumadan test olacağım yere gittim.

Oradakiler de çay saatindeymiş. Neyse orada da biraz bekledim. Daha sonra içeriye girdim. İçeride dört kişi muhabbet ediyorlar. Ve birisi elimdeki belgeyi aldı. Bana dedi ki; "Sen on gün sonra saat 11.40'da teste geleceksin. Sana danışmadaki memur böyle randevu vermiş" dediler.

Neyse, dışarı çıktım. Uzun bir süre orada bekledim. Çünkü bu testin ne kadar sürdüğünü anlamak istedim. Ve bir kişi geldi. Emin olun ki adam dört dakikada dışarı çıktı. Test dört dakikaymış. Öyle teste pek gelen giden de yok.

Peki; burada bir kalabalık yok, neden randevu veriyorlar? diye baş hekime gittim. O da yoktu, ama bu işi takip edeceğim.

Fakat hastalığımı da unuttum. Çünkü hala bir sonuç alamadım.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hoşçakalın.

Makale Yorumları

  • Arzu18-11-2023 14:00

    Allah kimseyi oraya düşürmesin diyorum.Ben maalesef 24 yıldır bitkisel hayatta olan erkek kardeşimle gitmek zorunda kaldım.Ve yaşadıklarım inanılmazdı,bitkisel hayatta olan kardeşime yapılan mantık disiydi ve bunlar tıp okumuş insanlar yazık.Bashekime gittiğimde ise beklemek zorundaydım misafirleri ile karpuz yedikleri için,daha çok şey var ama hangi birini yazayım.Devletimizin hastanesi ama bizler için değil,bizde mecburen herşey için özel hastaneye gitmek zorunda kalıyoruz orada kardeşim insan muamelesi görüyor.Allahtan mükemmel Dokrorumuz Ali bey var.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Başar Turizm
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar