Başar Turizm
İstanbul
BIST9833.22
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BTC/USD57646.841
Hasan Bircan

Hasan Bircan

Mail: [email protected]

AŞI GERÇEĞİ

        Son zamanların en çok kullanılan kelimelerinden bir tanesi aşı. Yani 2019 yılında baş gösteren malum küresel salgın, adına pandemi dedikleri dünya çapında eşi benzeri çok az görülen büyük bir vakanın hala üzerimizde etkileri sürerken, herkesin dilinde olan, “aşı oldun mu” “hangi aşı daha etkili” “aşı zararlı mı” gibi söylemlerden sonra, hafızalarımıza adeta kazındı aşı kelimesi.

       Peki aşı ne demek, anlamı ne, tedavi midir yoksa hastalığa karşı alınan tedbir midir. Önce aşı sözcüğünü TDK’nın sözlüğünden araştırdım, aynen şu tanımlama geçiyor.

  1. Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik.
  2. Bu eriğin uygulanması.  “Çiçek aşısı, Kolera aşısı, Tifo aşısı”
  3. Bir ağaç dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi.
  4. Bu yolla eklenen parça.
  5. Sıfat. Aşılı (bitki)   “Sana aşılı güllerimi göstereceğim”

      Görüldüğü üzere aşının tanımı insanlar (yada hayvanlar) için de, bitkiler için de ayrı ayrı yapılmış. Ama hepsinin de ortak yanı, canlıların değişime uğratılması, özelliğinin değiştirilmesi, zayıfın güçlendirilmesi, korunmasız olanın korunaklı, güvenli hale getirilmesi, verimsiz olan cinsin verimli hale getirilmesi için yapılan değiştirme, uyarlama, alıştırma vs. gibi eylemler.

      Anlaşılan aşı insanlar için de, diğer bütün canlılar için de çok fazla önem arz eden, uygulandığında insanlık için fayda getiren bir uygulama. Örneğin; tifo, çiçek, kabakulak, kızamık gibi hastalıklar bir zamanlar oldukça yaygın iken günümüzde aşı sayesinde adına az rastlanır hale gelmişlerdir.

     Dikkatinizi çekmek istediğim asıl konu, aşı uygulamasının doğru yapılıp yapılmadığıdır. Her iş ehil ellerde, amaca uygun ve iyi niyetle yapılırsa güzel olur. “Kötü hoca dinden, kötü doktor candan eder” atasözü, tam da anlatmaya çalıştığımız konuyu ifade etmektedir. En kaliteli malzeme, beceriksiz bir ustanın eline düştüğünda heder olduğu gibi, sıradan bir malzeme de işinin ehli bir ustanın elinde pekala pırlantaya dönüşebilir. Ağaca yeter ki aşılı olsun diye sıradan bir meyvenin dalını aşılarsanız,  yada aşıyı yanlış uygularsanız, yıllar sonra o ağacın meyve vermediğini veya kötü meyve verdiğini gördüğünüzde iş işten geçmiş olacaktır.

     Aşılama da dikkatinizi çekmek istediğim başka bir hususta, insanların biylojik hastalıklara karşı aşılanmasının yanında, insanlığın aşılanmasıdır. Evet insanlık ta aşılanmaktadır. Hem de her gün. Genç, yaşlı, çocuk demeden ayrım yapmadan, farkında olmadan yada olarak, hepimiz beyinlerimize, kişiliklerimize, karakterimize, düşüncelerimize, milli ve manevi duygularımıza yapılan aşılara maruz kalmaktayız. Üstelik bu aşıların, dört-beş tane değil, onlarca, yüzlerce hatta binlerce türü bulunmakta. Özellikle çocukların ve gençlerin bu aşıları seçmesi de çok zor dolayısıyla. Hatta rehberi olmayanların imkansız gibi. Peki rehberi nerede bunun, nasıl elde edilir, nasıl kullanılır dediğinizi duyar gibiyim.

     Önce aşıların neler olduğuna bakıp öyle karar verelim. İlk olarak aşılama evde başlıyor. Anne babaların, çocuklarına olan davranışları ve onların talim ve terbiyesi için harcanan emek aşılamada en önemli faktör. Dolayısıyla önce ebebveynlerin bu konuda referanslarını doğru yerden alması, önce kendilerinin aşılı olması lazım. Yani kendilerini iyi geliştirip, bilgi sahibi olması lazım.

     Peki bu yeterli mi, tabii ki değil. Eğitim kurumlarında olan aşılar da önemli. Burada seçim yapmak biraz zorlaşıyor. Çünkü çocuğunuzun kontrolü sizden çıkıyor. Öğretmenlere geçiyor. Onların bu konuda ehil olması gerekir. Öğretmenlerimizin bu konuda değeri tartışılmaz, ama “Her hoca bildiğini okur” diye bir atasözü de var yani. O zaman öğretmenlerimizin sürekli kendini geliştirmesi ve bilgi birikimini arttırması gerekir.

     Diğer bir aşılama alanı da sosyal medya ve çevre. İşte burada herkes aşılanıyor. Sadece çocuklar ve gençler değil. Günümüz şartlarında artık hekesin cebinde bir bilgisayar var. Bilgisayar diyorum, çünkü o artık bir telefon olmaktan çıktı. Bilgisayarla yapılabilen hemen hemen herşeyi  yapabildiğimiz bir cihaza bilgisayar denmesi abartılı değil yani. Hadi biz yine de alıştığımız için telefon diyelim. Nam-ı diğer akıllı telefon. O kadar akıllı ki, içinde her türlü aşı var. Size yapacağı aşıyı kendisi belirliyor, tabi izin verirseniz. Sosyal medyadan tutun da, yalan yanlış haberlere, gıybetten (dedikodu) saçma sapan oyunlara kadar her türlü binlerce çeşidi olan aşılar var içinde. Bu aşıların çok faydalı olanlarıda yok değil, fakat seçebilirseniz diyecek bir şey yok. Ama seçimini yanlış yapanlar hem kendilerine hem de topluma zararlı olmaktadırlar. Aksine doğru bilgileri bulabilenler teknolojiyi doğru şekilde kullananlar ise, kendilerine ve çevresine de faydalı aşıları dağıtmış olurlar.

     Aşılamada çevre faktörüne de değinecek olursak hemen aklıma gelen atasözlerini paylaşmadan edemem. “Üzüm üzüme baka baka kararır.” “Körle yatan şaşı kalkar.” “Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz”  gibi atasözleri, herhalde söylenecek başka söze gerek bırakmıyor. Peki bunun çaresi var mıdır? Elbette verdır. Üstün vasıflı, dürüst, ilim ve ahlak sahibi olan kimseleri dost edinir, onlarla birarada olmaya gayret edersek, insanlık adına, ilim adına manen de aşılanmış oluruz.

     Sözü fazla uzattıysak kusurumuz affola. Hem maddi hem de manevi aşılarımızı, doğru seçim yapmış olarak ihmal etmemeniz dileğiyle.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Başar Turizm
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar