”Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçede” sempozyumu İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yaşar Kemal’i ”barışı ve demokrasiyi savunma çınarı” olarak tanımlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ”Yaşar Kemal bu toplumun vicdanıydı. Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi bu coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdı. Anadolu’nun sözü oldu. Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” dedi
”Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçede” sempozyumu İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yaşar Kemal’i ”barışı ve demokrasiyi savunma çınarı” olarak tanımlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ”Yaşar Kemal bu toplumun vicdanıydı. Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi bu coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdı. Anadolu’nun sözü oldu. Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” dedi
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden usta yazar Yaşar Kemal’in anlatı dünyasındaki insan ve doğa ilişkisini odağına alan ”Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçede” başlıklı sempozyum 2-3 Aralık tarihlerinde İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı tarafından organize edilen ”Yaşar Kemal’in Anlatı Dünyasında Doğa, Çevre ve Ekolojik Gerçeklik” alt başlıklı sempozyum pek çok akademisyen, gazeteci, sanatçı, edebiyatçı ile usta yazarın dostlarını ağırladı.
”Bu coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdı”
İki günlük sempozyumun açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, usta yazarın Anadolu kültürünün ete kemiğe bürünmüş hali olduğunu söyledi. Soyer, ”Yaşar Kemal benim için kainattaki en büyük bilgelerden biri. Olağanüstü bir yetenek. İçinde yaşadığımız küresel krizlerle başa çıkmanın en güçlü araçlarından biri kültür. Yaşar Kemal de kültüre çok odaklanmış. Kültürü sadece sanatla, edebiyatla sınırlandırmamış. Biz de Yaşar Kemal’den ilham alarak ‘döngüsel kültür’ dedik. Dört başlık üzerine oturttuk: Doğayla Uyum, Birbirimizle Uyum, Geçmişimizle Uyum, Değişimle Uyum. Yaşar Kemal, Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi bu coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdı. Anadolu’nun sözü oldu. Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin, çok sesliliğin, çok nefesliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” dedi.
Yaşar Kemal’in toplumun vicdanı olduğunu dile getiren Soyer şöyle devam etti: ”O, yaşamı boyunca öyle büyük bir eser ortaya koydu ki, ömrü yaşam süresini aştı. Gök kubbenin altında, zaman var oldukça yankılanacak bir ses bıraktı. Yaşamıyla, Anadolu’dan bütün dünyaya yayılan ve yeryüzünün bütün kültürlerini kucaklayan sonsuz bir destan oldu. Barışı, sevgiyi ve demokrasiyi anlatan… Biz de ondan öğrendiğimiz gibi her ne pahasına olursa olsun yaşamı, barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Çok yaşa Yaşar Kemal!”
”Bu toplantı çevreye yeni bir bakış çağrısı”
Yaşar Kemal’in eşi ve Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban Gökçeli ise toplantıyı ”Yaşar Kemal, doğa tutkusu müthiş biri. Bu bir anma değil. Çevre bilincine, insanın doğaya, insanın insana ilişkisindeki hayata önemine Yaşar Kemal edebiyatı üzerinden dikkat çeken bir çağrı toplantısı. Yaşar Kemal’in bizlerle doğa/çevre gerçeğine bakışını paylaşırken, bugün dünyamızın en yakıcı sorunu olan çevre sorunu için yeni bakışlara ihtiyacımızı da hatırlatan bir çağrı. En büyük şansımız, doğa ve kültüre öncelik veren, geleceğin sorunlarına çözüm arayan bir belediyecilik anlayışının şemsiyesi altında bu toplantıyı yapmak oldu” dedi. Gökçeli, Yaşar Kemal’in şu sözlerini aktardı: ”Benim de başlıca derdim doğadır. Kendimi bileli benim dostum doğadır. Dünyamız tükeniyor. Birçok hayvanın, birçok ağacın, birçok böceğin, birçok kuşun soyu tükendi. Bundan sonra da insanların soyu diyecektim, dilim varmadı. İnsanoğlu bu kötü durumu sürdürmeyecek, doğayla barışacaktır. Beni okuyanlar karamsar olamasınlar. İyi ki dünyaya geldik, yaşadık, ışığı gördük. Ya gelmeseydik, ya bu güzellikleri görmeseydik…”
”Anadolu coğrafyasını yansıtmış bir yazar”
Sempozyumun koordinatörlüğünü üstlenen yazar-eleştirmen Feridun Andaç da Yaşar Kemal’in yalnızca doğayı anlatan bir yazar olmadığını ifade etti. Andaç, ”Yaşar Kemal’in yazarlığı, yapıtları, kitaplarında işlediği konular deyim yerindeyse binbir çeşit. Yani çok sesli, çok renkli bir yazar. Yaşar Kemal yalnızca doğayı anlatan bir yazar değil. Akdenizli bir yazar. Akdeniz kültürünü Ege’den, İspanya’nın kıyılarından başlayıp Doğu Akdeniz’e kadar uzanan bir coğrafyada onun anlatıcılığının rengi, sesi var. Yaşar Kemal, tarih bilincini, doğa bilincini insanlığa anlatan biri. Sadece edebiyatsever olmanız gerekmiyor Yaşar Kemal’i okumak için… Yurt ve doğa bilincini anlamak için bir çıkış noktası olabilir. Bir bilinç aşısı size taşıyabilir. Yaşar Kemal, Anadolu coğrafyasının bütün renklerini romanlarına yansıtmış bir yazar” diye konuştu.
Türkan Şoray: Yaşar Kemal Türkiye’dir
İki gün süren sempozyumun ”Yaşar Kemal’e Merhaba” başlıklı ilk oturumuna, Yaşar Kemal’in ”Deniz Küstü” romanını müzikli tiyatro oyununa uyarlayan Amerikalı besteci Michael Ellison, usta yazarın İsviçre’de kitaplarını basan Union Yayınevi’nin yöneticisi Lucien Leitess, şair Ataol Behramoğlu ve Yaşar Kemal’in ”Yılanı Öldürseler” romanından aynı isimle beyazperdeye aktarılan filmin yönetmeni Türkan Şoray konuşmacı olarak katıldı.
Oturum sırasında gösterilen film sahnelerini izlerken duygusal anlar yaşayan Şoray, ”Sevgili Yaşar Kemal bu ülkenin gururu, yurt dışında defalarca kitapları basılmış. Bu coğrafyanın yetiştirdiği en değerli sanatçılardan biri. Yaşar Kemal Türkiye’dir. Doğa onun için çok önemliydi. Bütün söyleşilerinde ‘Doğayla insan iç içedir’ derdi. Böyle değerli bir yazarı tanımış olma şansına erdiğim için çok mutlu hissediyorum. Yaşar Kemal her zaman aramızda, kitaplarıyla bizlerle beraber” dedi. Şoray filmin çekim sürecini ise şu sözlerle anlattı: ”Bir yandan kamera önü, bir yandan da yönetmen olarak kamera arkasındaydım. Film bittikten sonra İstanbul’a döndüğümde, ‘Acaba becerebildim mi?’ diye bir ay boyunca evden dışarı çıkmadım. Film laboratuvardan çıktığında çok iyi çekildiğini söylediklerinde çok mutlu olmuştum. Filmi birlikte izledik, Yaşar Kemal ‘Yahu ben beğendim’ dedi omzuma vurarak.”
Bir ön oturum ve altı tematik konu başlığıyla gerçekleşen toplam yedi oturumda bilim insanları, yazarlar, sanatçılar Yaşar Kemal’in edebiyatını; toplum belleği, toplum vicdanı, öncü bir doğa kavrayışı gibi pek çok yönüyle değerlendirdi. Oluşturulacak bildiriler, ”Yaşar Kemal Sempozyum Kitapları” dizisi kapsamında Literatür Yayınevi ile anlaşmalı olarak yayınlanacak. Usta yazarın ilk kez İzmirlilerle buluşan fotoğraflarından oluşan serginin de eşlik ettiği sempozyum, 3 Aralık akşamı Kardeş Türküler konseri ile son buldu.
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın