Cumhuriyet Halk Partisi, bugüne kadar Değirmenköy'de görülmemiş bir programla atak yaptı. Çiftçi Buluşması olarak lanse edilen programda partinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, çiftçilere tohum ve traktörlere mazot dağıttı. Genel Başkan biçerdöver ile ayçiçek hasadı yaptı.
Silivri'nin Değirmenköy Mahallesi, bugün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partili İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ağırladı. Çiftçilere tohum ve mazot dağıtılan "Çiftçi Buluşması" adı verilen programda her iki başkan da konuşmalarında önemli konulara yer verdi.
İmamoğlu: Yeterli depo kapasitemiz yoksa krizlere hazırlklı olmamız da mümkün olamıyor
Zor koşullarda nasıl tehdit altında olduğumuzu, yakın zamandaki savaş ortamında ne kadar tedirgin olduğumuzu hepimiz hatırlayalım. Biz bugüne kadar buğdayı destekledik, ürettik ve satın aldık. Depolama hamlesini de tamamlayarak sürecin yarım kalan halkasını tamamlamış olacağız. Çünkü yeterli kaliteli depo kapasitemiz yoksa krizlere hazırlklı olmamız da mümkün olamıyor. Diğer taraftan da aslında piyasanın da düzenlenmesine biz regüle edilmesine katkı sunuyor olacağız. Piyasaya, çiftçinin yararına müdahale edemezseniz orada açıkçası manipülasyona gelir ve hem çiftçimiz kaybeder hem de üreticimizin kaybettiği gibi vatandaşımızın da kayba uğrayacağı zamanlar olur. İşte depomuz da beraber aslında bu manipülasyonun da önüne geçiyor olacağız. Tabii buğday geldi, depolarımızda biriikti,ihtiyacımız olan buğdayı kullanıyoruz. Ne olacak? Ekmek olacak. Halk ekmek fabrikamızı geçtiğimiz aylarda belki de Avrupa'nın en büyük ekmek üretim tesisini en modern hâliyle genel başkanımızla birlikte açmanın onurrunu ve gururunu yaşadık. Hayat pahalılığı, yüksek gıda enflasyonu karşısında vatandaşımzı ezdirmemek için mücadelemize devam ediyoruz. Bu amacımızın bir sembolu olarak halk ekmek günlük 2 milyona yakın ekmek üretimiyle yerine getirmeye devam ediyoruz. Şunu söylemek isterim; yıl sonun kadar zam yapmayarak halkımızın yoğun ekmek tükettiğini biliyoruz. Fiyatların yükseldiği ortamda vatandaşlarımızın yanında durmaya devam edeceğiz. Bugün üretici kardeşlerimize şunu söylemeye heyecan duyuyorum. Farklı bir uygulamayı burada hayata geçiriyoruz. İlk defa belki de, bir kurumun tankerleriyle beraber çiftçinin yanına gidip "Traktör buradan kalkacak, yardım almak için kilometrelerce gideceki tekrar dönecek, harcadığı mazot vs.biz bunu da düşünerek tankerlerimizle buraya geldik.
Kılıçdaroğlu: Engel çıkarıyorlar
Gerçekten de İstanbullunun rahat etmesi için ister kırsalda, ister şehir merkezinde olsun herkesin İstanbul'da huzur içinde yaşaması için elimden gelen bütün çabayı gösteriyorum. Bu nedenle hepinizin huzurunda Ekrem Başkan'a teşekkür etmek benim de görevimdir. Hakkını yemeyelim, diğer belediye başkanlarımız da aynı şekilde çalışıyorlar. Nitekim Ekrem Başkan da vurguladı. Engel çıkarıyorlar, biliyorum. Engeller devam ediyor, bunları da biliyorum. Ama arkadaşlarıma şunu söyledim. Hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar, şikayet etmeyeceksiniz, engeli aşacaksınız. Ve vatandaşla kucaklaşacaksınız. Onların taleplerini yerine getireceksiniz.
"Çiftçi varsa ekmek var, tut elimizden, yetiş Bay Kemal." diyorsunuz. Yetişeceğim. Hiç meraklanmayın. İstanbul için yapılanları Türkiye için de yapacağız.
Kılçdaroğlu: Kırsalda çalışan kadınların sigortalarını devlet ödeyecek
"Türkiye'de kırsalda çalışan kadınlar ve gençler kırsalda çalıştıkları sürece sigortalı olacak, sigorta primlerini devket ödeyecek. Bizim hedeflerimizden birisi bu. Dolayısıyla kırsalda çalışan kadın ve gençler, mutlu olmuyorlar, sosyal güvenlikleri sağlanmıyor. Gençler, alın terinin karşılığını alamadıkları için büyük kentlerin varoşlarında acaba askeri ücertle bir iş bulabilir miyim diye oturuyor, uğraşıyor, çalışıyor. Toprağını terk ediyor. Çiftçiyi toprağa küstürürseniz o ülke aç kalır. Çiftçi, üretici, balıkçıyı, besiciyi toprağa küstürürseniz, denize küstürürseniz, o millet aç kalır. Sizler üretmediğiniz takdirde 85 milyon insan olarak biz gideceğiz, buğdayı, arpayı, yulafı, mısırı, eti, canlı hayvanı, nohutu, mercimeği dışardan alıyoruz. Niye dışardan alıyoruz? Bereketli topraklarımız var, çalışkan insanlarımız var, üretiyorlar, ama emeklerinin karşılığını alamadığı zaman topraktan küsüyorlar. Ekmeyeceğim diyorlar."
Kaynak:Ay Türk Haber
Yorum Yazın