Yaşlanma, anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir süreç olarak yaşamımızda rol oynuyor. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikler meydana geliyor. Beslenme sorunları, kronik hastalıklar yaş aldıkça etkisi artan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanı sıra kas gücü ile performans kayıpları ile ortaya çıkan ve son yıllarda ciddi bir artış gösteren “sarkopeni” önlenmediği takdirde yaşlıların sağlık koşullarını olumsuz yönde etkiliyor.
Yaşlanma, anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir süreç olarak yaşamımızda rol oynuyor. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikler meydana geliyor. Beslenme sorunları, kronik hastalıklar yaş aldıkça etkisi artan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanı sıra kas gücü ile performans kayıpları ile ortaya çıkan ve son yıllarda ciddi bir artış gösteren “sarkopeni” önlenmediği takdirde yaşlıların sağlık koşullarını olumsuz yönde etkiliyor.
İSTANBUL İGFA- Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 65 yaş ve üzeri bireyleri “yaşlı” olarak sınıflandırıyor. Son yıllarda ortaya çıkan bilimsel gelişmeler doğrultusunda yaşlılık dönemlerinde farklılıklar yaşanıyor. Yaşlılığın seyrinde ve vücut fonksiyonlarında oluşan değişikliklere göre yaşlılık dönemleri; 65-74 yaş arası “geç yetişkinlik”, 75- 84 yaş arası “yaşlılık” ve 85 yaş ve üzeri de “ileri yaşlılık” olarak sınıflandırılıyor. Bu yaş aralığı geçişleri, beslenme durumunu da etkileyerek yetersiz beslenmeye neden olabilecek bazı değişiklikler yaşanmasına sebep oluyor. Yaşla birlikte görülme sıklığı artan yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklar, bu hastalıklara özel diyetlerin uygulanmasını da gerektiriyor. Ayrıca son yıllarda özellikle yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan, kas gücü ve performansındaki kayıplara neden olan “sarkopeni” de büyük artış gösterirken beslenme daha da önem kazanır hale geliyor.
Sağlıklı yaşam alanında uluslararası referans kurumlardan en güncel bilgileri kamuoyunun dikkatine sunan Sabri Ülker Vakfı, sarkopeni konusunda alınması gereken önlemleri sıralıyor.
Azalan iskelet kası kas gücü ve fiziksel performans ile ortaya çıkan Sarkopeni, yaşlanmaya bağlı kas kütlesi kaybı olarak tanımlanıyor. Kronik hastalıklar, fiziksel aktivite düşüklüğü ve yetersiz beslenme sonucunda ortaya çıkan Sarkopeni, protein sentezi, kas yıkımı ve kas yağ içeriği kaybına neden oluyor Kullanılan tanı kriterlerine göre yüzde 8 ile yüzde 40 oranında görülen Sarkopeni, kas kütle ölçümü, kas gücü ve fiziksel performansı (yürüme ve denge testleri) değerlendiren fonksiyonel testler ile belirleniyor. Sarkopeninin önlenmesinde, egzersiz ve fiziksel aktivite, beslenme destek tedavisi ve hormonal yaklaşımlar büyük önem taşıyor. Yaşlılıkta sağlıklı beslenme de kas kütlesini, gücünü ve fonksiyonunu etkileyen sarkopeninin önlenmesinde önemli bir rol oynuyor.
Yorum Yazın