1970 yılından beri iklim krizine ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için küresel olarak her yıl 22 Nisan’da kutlanan Dünya Günü’nde Z kuşağı daha yaşanabilir bir gezegen için çağrıda bulunuyor. 6 Ekim 2021’de Paris Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasının ardından henüz somut adımlar atılmamasına karşı gençler, Change.org Türkiye’de başlattıkları imza kampanyasıyla geleceklerini güvence altına almak için karar vericilerden acil bir eylem planı talep ediyor. 6 gençlik ekibinin bir araya gelerek başlattıkları kampanya neredeyse 30.000 imzaya ulaştı. İmza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz: change.org/iklimacildurumu
1970 yılından beri iklim krizine ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için küresel olarak her yıl 22 Nisan’da kutlanan Dünya Günü’nde Z kuşağı daha yaşanabilir bir gezegen için çağrıda bulunuyor. 6 Ekim 2021’de Paris Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasının ardından henüz somut adımlar atılmamasına karşı gençler, Change.org Türkiye’de başlattıkları imza kampanyasıyla geleceklerini güvence altına almak için karar vericilerden acil bir eylem planı talep ediyor. 6 gençlik ekibinin bir araya gelerek başlattıkları kampanya neredeyse 30.000 imzaya ulaştı. İmza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz: change.org/iklimacildurumu
Sanayi Devrimi’nin başlangıcından itibaren insan faaliyetleri atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun artışına sebep oldu ve gezegenin ortalama yüzey sıcaklığı sanayi öncesi döneme göre 1,2 derece arttı. Dünya genelinde son 7 yıl, en sıcak 7 yıl oldu; 2021 yılı en sıcak beşinci yıl olarak kayıtlara geçti, Avrupa ise en sıcak yaz mevsimini yaşadı. Yangın mevsimleri uzadı, kuraklık ve sel felaketleri arttı. Küresel olarak karbondioksit ve metan yoğunlukları artmaya devam etti.
2021 yılında Türkiye’nin ortalama sıcaklığı 1981-2010 yılları ortalamasının 1,4 derece (14,9°C) üzerindeydi ve Türkiye’nin gördüğü en sıcak 4. yıl oldu. 1024 aşırı hava olayı meydana geldi ve tüm zamanların en çok aşırı hava olayı görülen yılı oldu. 7 coğrafi bölgenin altısında kuraklık görüldü. 2021’in yaz aylarında 44 güney ilinde aynı anda orman yangını çıktı, 24 bin hektarlık alan yanıp kül oldu. Karadeniz’de çıkan sellerde onlarca kişi hayatını kaybetti. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporuna göre, Türkiye aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi ve ciddi bir kuraklık tehlikesi altında.
Bilim insanları karbondioksit ve diğer sera gazı emisyonlarında acil bir azaltıma gidilmezse ve net sıfır emisyon düzeyine ulaşılmazsa önümüzdeki 20 senede küresel ısınmanın ortalama 1,5 dereceye ulaşacağının, hatta geçebileceğinin altını çiziyor. Fakat iklim krizinden bu kadar derinden etkilenen Türkiye’de iklim acil durumu hâlâ ilan edilmiş değil, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim politikalarının altyapısının oluşturulduğu İklim Şurası’ndan çıkan kararların çoğu, STK’ların ve gençlerin taleplerini karşılamıyor.
22 Nisan Dünya Günü’nde de genç iklim aktivistleriTürkiye’de karbonsuz düzene geçişle ilgili bir eylem planı oluşturulmasını, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin gerekli düzenlemeleri yapmalarını talep ediyorlar.
Görüşler:
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi müdürü, fizik profesörü ve iklim bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz:Ülkemiz iklim krizinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer almaktadır. Bunun da ötesinde sürekli övündüğümüz ”medeniyetlerin beşiği ve geçiş noktası” olma özelliği de yakın gelecekte ülkemizi çok sayıda iklim mültecisi ile karşı karşıya bırakacaktır. Aşırı yağışlardan doğan seller, kuraklık ve bundan kaynaklı orman yangınları ve gıda sorunları da her geçen gün artmaktadır. Bu ortamda, ülkemizde iklim krizinin hâlâ ana gündem konusu olmayı başaramaması gelecek için çok kötü mesajlar vermektedir. Hepimiz açısından iklim krizi en önemli sorundur ve bu soruna da gerektirdiği önemi vermek zorundayız. Ülkemizin ve tüm Dünya’nın iklim acil durumu ilan etmesinin vakti geçiyor bile, lütfen konunun ciddiyetini anlayalım ve ona göre davranalım.
Genç iklim aktivistleri adına 17 yaşındaki Melisa Akkuş: Sadece bir gün değil, her gün dünyanın geleceği için adımlar atılması gerekli. Çünkü artık kaybedecek zamanımız kalmadı. Karar vericilerin Dünya Günü’nde iklim krizine karşı vaatler verip ertesi gün maden, santral yapımını, fosil yakıtlara yatırım yapmaya devam etmesini, desteklemesini ve ekolojik yıkıma sebebiyet verecek projeler gerçekleştirmesini istemiyorum. Gezegenin geleceği bir gün önemsenip diğer günler sorumsuzca davranılmasını istemiyorum. Bizim için her gün Dünya Günü. Çünkü her gün iklim krizine karşı mücadele ediyor, çalışmalar yürütüyoruz.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın