İBB Meclisi temmuz ayı toplantısında konuşan Başkan Yılmaz, CHP'li İBB yönetiminin İstanbul'a yeni halk plajları ve piknik alanları kazandıramadığını ifade etti. Başkan Volkan Yılmaz ayrıca sinek ve uçkunla mücadelede yetersiz kalan İBB'nin yetkiyi bir an önce ilçe belediyelerine devretmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclisi temmuz ayı toplantısının 1. oturumu meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grubu adına söz alan MHP Grup Başkanvekili ve Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın gündeminde İBB'nin sosyal belediyecilik anlayışı vardı. İBB'nin İstanbul'a yeni halk plajı ve piknik alanı kazandıramadığını ifade eden Başkan Yılmaz, mevcut halk plajlarındaki giriş ücretlerinin ise Bodrum ve Çeşme'deki fiyatlarla yarışır hale geldiğini söyledi. Başkan Volkan Yılmaz ayrıca, İBB'nin sinek ve uçkunla mücadelesinin yetersiz olduğuna dikkat çekerek, yetkinin bir an önce ilçe belediyelerine verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"İSTANBUL'DA BAZILARI AĞUSTOS BÖCEKLİĞİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR"
İBB'nin İstanbul'a plaj ve piknik alanı kazandırılması konusunda hiçbir çalışma yapmadığını ifade eden Başkan Yılmaz, "Malumunuz yaz aylarını yaşamaya başladık. Yaz ayları geldi ama İstanbul'da bazıları ağustos böcekliği yapmaya, çalışmamaya devam ediyor. İstanbul'da yaşayan vatandaşlarımızın yaz ayları itibarıyla ihtiyaçları ne şekilde karşılanıyor ona bakmak isterim. İBB'nin internet sitesinde misyonu olarak şöyle bir ifade yer alıyor; 'Yeni nesil belediyecilik anlayışıyla şehrimizin tüm değerlerine sahip çıkarak üreten, kültürel ve sosyal yaşamı 24 saat yaşatan bir İstanbul için erişilebilir hizmetler sunmak.' Vizyon olarak da 'Adil, yeşil, yaratıcı şehir ve mutlu İstanbullu mottosu.' Şimdi gelin bakalım yaz aylarında İstanbullu bu vizyonunuzla ve bu misyonunuzla mutlu bir şekilde mi yaşıyor. Bu kürsüden MHP Grubu adına her söz aldığımda çeperleri, İstanbul'un dışında kalan ilçeleri anlatmaya çalıştık. Şile, Arnavutköy, Çatalca, Silivri dedik. Millet İttifakı ise 'Nedir bu çeperler, niye bu kadar bu kürsüden İstanbul'un çeperleriyle bizi meşgul ediyorsunuz, Silivri'yi konuşmaktan bıktık' dedi. Kulakları çınlasın Doğan Subaşı da 'Yeter artık başkanım Silivri'yi dinlemekten sıkıldık' dedi. Biz İstanbul'u yönetenlere, CHP Grubu'na, İyi Parti Grubu'na 'İstanbul'un çeperlerini sırtınızda yük gören yönetim anlayışınızdan vazgeçin. Kırsal, köy, köylü, çeper, çiftçi denildiğinde yüzünüzü asmayın, yüzünüzü buruşturmayın. Bilakis şehrin çeperlerini fırsata çevirin, İstanbul'un fırsatı haline getirin dedik. Ve şehrimize bu vesileyle değer katın' dedik. Peki çeperler sizce nasıl fırsata çevrilebilir, nasıl şehrin fırsatı olabilir? Birçok fırsat söz konusu ama bugün yalnızca yaz aylarını dikkate alarak hemşehrilerimizin şehrin stresinden, şehrin atmosferinden bir kaçış rotası olabilecek çeperlerden ve bu fırsatlardan bahsetmek istiyorum. Bakınız şehrin stresinin atılacağı ormanlar, göletler, yürüyüş alanları ve inci gibi kumsallar şehrin çeperlerinde fırsat olarak görmenizi ve algılamanızı bekliyor. Peki siz 4 yıl boyunca bu çeperleri fırsata dönüştürmek için, bu ormanlardan, bu kumsallardan, bu piknik alanlarından İstanbullu vatandaşın yararlanması adına ne yaptınız? İBB'nin BELTUR marifetiyle işletilen piknik alanları yaptınız da bizim mi haberimiz yok? Yürüyüş rotaları, doğa sporları rotaları oluşturdunuz da bizim mi haberimiz yok? Bisiklet rotaları oluşturdunuz bizim mi haberimiz yok? Tuzla'dan Silivri'ye, Büyükçekmece'den Çatalca'ya duşu, soyunma odası olan halk plajları yaptınız da bizim mi haberimiz yok? Çeperlerdeki ilçelerde İstanbul'a ait doğa turizmini barındıran bir turizm master planı yaptınız da bizim mi haberimiz yok? Kimsenin haberi yok esasında. Siz dahil İstanbul'da yaşayan hiç kimsenin bunlardan haberi yok. Çünkü bunların hiçbirini yapmadınız arkadaşlar. Çeperleri sırtınızda küfe, sırtınızda yük gördünüz. Her şeyi ıskaladığınız gibi İstanbul'da yaşayan vatandaşların nefes alma özgürlüğünü, denize girme özgürlüğünü ve fırsatını ıskaladınız arkadaşlar. İBB'nin marifetiyle Çatalca'da, Silivri'de, Büyükçekmece'de, Arnavutköy'de, Şile'de, Beykoz'da işletilen, halkın rahatça girebileceği bir piknik alanı mevcut mu arkadaşlar? Hepsi elinizde mahkemelik. Bir tanesini Silivri Belediyesinin girişimleriyle İBB'nin de tasarrufu ve vazgeçmesiyle biz devraldık, protokol yaptık. Bugün vatandaşımızın hizmetinde olan her şeyiyle yenilenmiş Küçüksinekli Mesire Alanını İstanbulluların hizmetine sunduk. Ama sizin elinizle İstanbul'da yaşayan vatandaşların çoluğuyla çocuğuyla gidip piknik yapabilecekleri, BELTUR'un hizmetlerinden yararlanabilecekleri bir piknik alanı yok arkadaşlar. Niye dertlenmiyorsunuz bu konuyla onu da çok merak ediyorum." dedi.
"SOSYAL BELEDİYECİLİK KONUSUNDA YAPTIKLARINIZ TAM BİR FİYASKO"
Konuşmasının devamında "İstanbullular, sosyal belediyecilik yapacağım diye ortaya çıkan ancak 'sosyal' kelimesini yalnızca janjanlı kitapçıklarında, internet sayfalarında bırakan CHP'li bir belediye ile karşı karşıyalar" diyerek gazete manşetleri üzerinden İBB'nin plajlarıyla ilgili kesitler veren Başkan Volkan Yılmaz, "Florya'da şehrin kalbinde İBB'nin bir plajı var. Daha önceki AK Partili İBB yönetimi tarafından yapılan ve yanılmıyorsam Güneş Plajı ismi verilen plaj. İBB'nin bu plajı kapalı arkadaşlar. Nedeni ne biliyor musunuz? Bakın İstanbul Valiliği halkın sağlığını korumakla mükellef. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da öyle. Siz İSKİ marifetiyle arıtmaları doğru dürüst çalıştıramamışsınız. Marmara Denizi'nden su tahlilleri alındığında denize girilemez raporu verilmiş. İstanbul Valiliğinin yapması gereken şey o plajı halkın kullanımına kapatmaktır. Görevinizi niye yapmadınız? Hıfzıssıhha var sizin laboratuvarlarınız var. O zaman numuneleri alın, getirin, numuneler temiz deyin plajı kapatmayın. Bakın İstanbul'da en kolay erişilebilir plajlardan bir tanesi şu anda kapalı. Her zaman yaptığınız gibi sorumluluk almayıp 'Valilik suçlu, bakanlık suçlu, cumhurbaşkanı suçlu, Cumhur İttifakı suçlu' diyorsunuz. Öyle yağma yok! İBB'nin görevi kanalizasyon atıklarını arıtmalardan geçirip denize deşarj etmektir. Siz bu görevinizi de kendi ifadenizle yapamamışsınız. Yani şimdi İstanbul Valiliğinin işi gücü yok sizin plajınızı keyfi bir şekilde kapatacak. Türkiye hukuk devleti arkadaşlar. Raporları alırsınız, laboratuvardan geçirirsiniz, ondan sonra da plajınızı açarsınız. Size devredilen daha önceki yönetimin yaptığı, ettiği bütün yatırımları elinize yüzünüze bulaştırdınız. Tıpkı plajları bulaştırdığınız gibi. Şimdi açık olan plajlara gelelim. Ya Allah aşkına sosyal belediyecilik, CHP belediyeciliği diyorsunuz halk plajlarından haberiniz var mı sizin. Hiç halk plajlarının önünden geçiyor musunuz? Orhan Veli'nin dediği gibi; kum bedava, deniz bedava, hava bedava, su bedava, her şey bedava olan yerde, Büyükada'da kişi başı hafta içi 200 TL, hafta sonu 300 TL alıyorsunuz. 4 kişilik bir aile için bu rakam 1.200 TL ediyor. Fiyat olarak Bodrum ve Çeşme'deki plajlarla yarışıyorsunuz. Sosyal belediyecilik anlayışınızı hayretle izliyoruz. Bakın İstanbullu hemşehrilerimiz dinlesin; CHP sıraları diyor ki İstanbul'da denize girmek, serinlemek zaruri bir ihtiyaç değil, lükstür. Ne demek ya İstanbul'da yaşayan bir vatandaşın plaja girmesi, denize girmesi ihtiyaç değil lüks? Böyle bir şey söylenebilir mi? Böyle bir anlayışla sosyal belediyecilik yapılabilir mi arkadaşlar? İstanbul'da yaşayan her vatandaşın denize girme hakkı var ve bu lüks değil ihtiyaç arkadaşlar. Yeni plajlar ve yeni piknik alanları yapamadığınız gibi bu plajları da fiyat konusunda özel plajlarla yarışır hale getirdiniz. 4 yıldır sosyal belediyecilik konusunda yaptıklarınız tam bir fiyasko. Böyle belediyecilik yapacaksanız hiç yapmayın daha iyi! Sosyal belediyecilik kavramının altını doldurun. Yapıcı eleştirilerimizden kendinize bir pay çıkarın diyeceğim ama bir sonraki yazı göremeyeceksiniz. Çünkü 31 Mart seçimleri var. Keşke şu 4 yılda sosyal alanların sayısı artsaydı da ben de size buradan teşekkür etseydim." ifadelerini kullandı.
"ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ"
İstanbul'da ciddi bir sinek ve sivrisinek problemi yaşandığını söyleyen Başkan Yılmaz, "Yaz aylarında İstanbul'un yaşadığı en önemli problemlerinden bir tanesi de sivrisinek. Ne demiştik? Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! İstanbul'da biraz önce grup başkanvekilleri ile sohbet ediyorduk. Bir arkadaşımız, '70'li yıllarda bu sinek vs. problemi çok vardı ama şu son 2-3 yıldır İstanbul'da hiç olmadığı kadar sinek problemi ve sinek şikâyeti var. Bizim vatandaşa hizmet verdiğimiz telefonlardan gelen şikâyetlerin neredeyse yüzde 70'i sivrisinek ve sinekle ilgili şikâyetler. Özellikle de daha çok tarımsal hayvancılığın yapıldığı, su havzalarının bulunduğu, derelerin bulunduğu Çatalca, Silivri, Şile gibi ilçelerde yemin ediyorum ne kapı açılabiliyor ne bahçeye çıkılabiliyor ne de balkona çıkılabiliyor. Bu sinekle mücadele İBB'nin işi. Bütçe İBB'nin bütçesi; ekip, ekipman, araç, gereç, personel İBB'de var. İlçe belediyelerinde böyle bir ekip, ekipman, araç, gereç, personel yok. Ama vatandaş bana sorduğunda ve ben bunları anlattığımızda 'Başkanım ben seni tanırım lütfen Silivri'yi ilaçla' diyorlar. Daha önce de teklif etmiştim gelin şöyle yapalım. Sizi büyük bir dertten kurtarayım. Böylece hem ağustos böcekleri rahat etsin, çalışmasın hem de İstanbul'u sivrisinek ve sinek derdinden kurtaralım. Lütfen İBB sinekle, uçkunla mücadele işini ilçe belediyelerine devretsin. Bütçesiyle beraber bizlere devretsin. 25 tane Cumhur İttifakı belediyesi var. Bu işi devredin ve bu belediyelerden sinek, uçkun şikâyeti geliyor mu gelmiyor mu görün. Bu ciddi bir konu. Bakın yalnızca bizi rahatsız etmekle kalmıyor; sinek ısırmasıyla yoğun bakıma giden yavrularımız, çocuklarımız var. Ciddi bir sağlık problemi bu. Siz uçkunla larva döneminde yatakları tespit edip doğru zamanda doğru ilaçlama yöntemiyle mücadele etmezseniz, araçlarla geçip görüntü yapıp havaya ilaç sıkmanız bir şey ifade etmez. Onun için bu dertten İstanbulluyu kurtaralım, bu dertten sizi kurtaralım. Siz çalışmayın, biz çalışalım; uçkunla, sinekle mücadele görevinizi, yetkinizi, sorumluluğunuzu, bütçenizi ilçe belediyelerine devredin, bu işin nasıl yapılacağını biz size gösterelim." ifadelerini kullanarak konuşmasını sonlandırdı.
"SİLİVRİ BELEDİYESİ MARİFETİYLE 2 TANE HALK PLAJI AÇTIK"
İyi Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan'ın "Suriyelilerden, Afganlardan, Pakistanlılardan dolayı İstanbul'da ailelerimizle girebilecek plaj kalmadı" sözleri üzerine tekrar söz alan Başkan Yılmaz, "İbrahim Bey'in İstanbul'da denize girilecek plaj kalmadı şeklindeki sözlerine katılmıyorum. Kendisini Silivri'ye davet ediyorum. Silivri'de, Silivri Belediyesi marifetiyle 2 tane plaj açtık. Bir tanesi Selimpaşa Kadınlar Plajı. Kendisini burada ağırlayamayacağız ama diğeri de Kumluk mevkiindeki halk plajı. Bakın Kadınlar Plajımızda şezlongların, şemsiyelerin, duşların, tuvaletlerin, soyunma odalarının tamamı ücretsiz. Çay 1 TL, kahve 3 TL. Halk plajımızda ise 1 şemsiye 2 şezlong için vatandaşlarımızdan sadece 30 TL alınıyor. İBB'nin plajlarında ise giriş ücreti olarak 300 TL alınıyor. Sosyal belediyeciliği CHP'nin İBB'si mi yapıyor yoksa Cumhur İttifakı'nın MHP belediyesi mi yapıyor onun da kararını vatandaşlara bırakalım." dedi.
Kaynak:Ay Türk Haber
Yorum Yazın