© Ay Türk Haber 2022

CHP Silivri Kadın Kolları'ndan çocuk istismarı ve kadına şiddete dair basın açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi Silivri Kadın Kolları, İstanbul’un 39 ilçesinde eşzamanlı olarak ÇOCUK İSTİSMARI VE KADINA ŞİDDET OLAYLARINA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI gerçekleştirdi.

CHP Silivri Kadın Kolları tarafından, İstanbu'un 39 ilçesinde eşzamanlı olarak yayınlanan basın açıklaması şöyle;

ÇOCUK İSTİSMARI VE KADINA ŞİDDET OLAYLARINA KARŞI KAMUOYUNA BİLDİRİ

Türkiye, maalesef son dönemde birbiri ardına gelen çocuk istismarı ve kadına yönelik
şiddet vakalarıyla sarsılmaktadır. Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni
bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın, kaybının birinci ayını doldurduğumuz şu günde acısı hala
tazeyken, bu kez Tekirdağ'da yaşanan insanlık dışı olay hepimizi derinden yaraladı. 2 yaşındaki
Sıla bebeğin, istismar ve darp sonucu hastaneye kaldırıldığı ve hâlâ hayatta kalma mücadelesi
verdiği haberleri kamu vicdanını derinden sarsmaktadır. Görülmelidir ki Sıla bebeğin bu
mücadelesi, bu ülkenin her biri birbirinden özel çocuklarının ve kadınlarının hayatta kalma,
haklarını koruma mücadelesidir!
Bu elim olaylar, ülkemizde çocukların ve kadınların korunması adına yürürlükte olan
yasaların yeterince uygulanmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle 6284
sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun etkin bir şekilde
uygulanmaması, cezaların hafifletilmesi ve fail odaklı bir adalet anlayışının benimsenmesi
toplumda büyük bir adalet arayışına yol açmıştır. Tekirdağ’da bir bebeğe yönelik istismarın
ardından yürütülen soruşturmalarda sorumluların tutuklanmasına rağmen, cezaların
hafifletilmesi ihtimali, bu şiddet döngüsünün devam edeceği korkusunu artırmaktadır. Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu olayları münferit vakalar olarak
görmüyoruz. Çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet, toplumun her kesimini etkileyen yapısal
bir sorundur ve bu sorun, ancak yasaların eksiksiz ve kararlılıkla uygulanmasıyla çözülebilir.
6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanması, cezasızlık politikalarına son verilmesi,
mağdurlara yönelik koruma ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi artık bir
zorunluluktur.
Bunun yanı sıra, uluslararası anlaşmaların, özellikle Lanzarote Sözleşmesi'nin, tam
anlamıyla uygulanmasını talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşme, çocuk
istismarını önlemeyi amaçlamakta ve devletin bu konuda sorumluluk almasını
gerektirmektedir. Ancak ne yazık ki, son yıllarda bu anlaşmanın uygulanmasına yönelik
pasifist-siyasi yaklaşımlar, çocuklarımızın güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadınların
korunmasını zayıflatmaktadır.
Kadına yönelik şiddet eylemlerinin vicdana dayandığı ifade edilen mahkeme kararları
sayesinde iyi hal indirimine tabi tutulması, adalet sisteminin bu tür olaylarda fail odaklı değil,
mağdur odaklı çalışması gerektiği gerçeğinin görmezden gelindiğini bir kez daha kanıtlar
niteliktedir. Narin Güran ve Sıla bebeğin yaşadıkları, toplumun tüm kesimlerini derin bir
kedere boğarken, bu olayların tekrar yaşanmaması için gereken her türlü yasal düzenlemenin
hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
Biz hem Çocuk Koruma Kanunu'nun, hem Lanzarote Sözleşmesi'nin hem de 6284'ün
etkin ve caydırıcı bir şekilde uygulanması gerektiğini talep ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki,
yasaların eksiksiz uygulanmadığı her gün, yeni mağdurlar yaratılmaya devam edilecektir. Çağrımız, tüm grupları çocuklara ya da kadınlara kalkan yumruğu kamu adına sorgulayacak
dirayete kavuşturmak, yasal süreçlerin tereddütsüz işletilmesine yöneliktir.
Görüyoruz, 6284 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının hedefe
koyulduğunu görüyoruz! Cezasızlık politikasını hukuk sistemimize egemen kılan bu tutum,
elbette, politiktir. Bu tavrın karşısında yer alıyoruz.
Bu vesileyle, Türkiye’deki kadınların ve çocukların haklarını korumak için mücadele
eden tüm sivil toplum kuruluşlarına, derneklere ve duyarlı vatandaşlarımıza bir kez daha
teşekkür ediyoruz. Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu mücadelenin sonuna kadar
takipçisi olacağız. Çocuklarımızı korumak, kadınları şiddetten arındırılmış bir yaşam hakkına
kavuşturmak, toplumun her kesimi için öncelikli olmalıdır.
Şiddete, istismara ve cezasızlığa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Haykırıyoruz, bir kişi
daha eksilmeyeceğiz! Bu toplumda her bireyin güvenle ve onuruyla yaşayabileceği bir düzeni
kurana dek, mücadelemizi sürdüreceğiz!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER