Bakan Akar: Bir taraftan ’güçlenelim’ deniliyor diğer taraftan silah ’ambargosu’ uygulanıyor
GÜNDEMMillî Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO karargâhında gazetecilerin sorularını cevapladı, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO karargâhında gazetecilerin sorularını cevapladı, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
ANKARA (İGFA) - Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar; NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gerek toplantı kapsamındaki oturumlarda gerekse ikili görüşmelerinde Türkiye’nin görüşlerini paylaştıklarını belirten Bakan Akar, görüşmelerin olumlu geçtiğini belirtti.
Görüşmelerde diğer konularla birlikte terörle mücadelede iş birliğinin önemini ve Türkiye’ye savunma sanayi alanında uygulanan kısıtlamaları dile getirdiklerini aktaran Bakan Akar, “Bu kısıtlamaların NATO’ya da zarar verdiğini, bunun müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığını belirttik. NATO’daki tüm sorumluluklarımızı 70 yıldır yerine getirdik, bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. Bununla birlikte millî hak ve menfaatlerimizi de korumaya devam edeceğimizi açıkça ortaya koyduk.” diye konuştu.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik sürece ilişkin soru üzerine Bakan Akar, “Türkiye olarak NATO’nun güvenliğinin merkezinde olan NATO’nun değerlerini ve sorumluluklarını paylaşan aktif ve yapıcı bir üyesiyiz. Biz NATO’nun genişlemesini, hassasiyetlerimize gösterilecek saygı oranında anlamlı ve önemli buluyoruz.” diye konuştu.
https://youtu.be/nBz_w-6atmk
NATO’nun kuruluş ilkeleri çerçevesinde gerçek müttefiklik ruhu ile hareket etmenin önemini işaret eden Bakan Akar, NATO'nun bir güvenlik örgütü olduğunu belirterek, "En büyük mücadele alanlarından birisi de terörizm. NATO’nun kuruluş ilkeleri bölgesel ve küresel istikrar ve güvenlik için her türlü terör örgütü ile mücadeleyi gerektiriyor. Bu konuda iş birliği ve dayanışmayı şart koşuyor. NATO’nun geleneklerinde, temel dokümanlarında, çalışma esaslarında var olan bir husus bu. Birden fazla terör örgütü ile aynı anda mücadele eden tek NATO üyesi ülke, Türkiye. Diğer taraftan Avrupa ile terörizm arasındaki son engel. Biz Suriye’nin, Irak’ın kuzeyinde terörle mücadele ederken vatandaşlarımızı, ülkemizi koruyor bununla birlikte teröristlerin Avrupa’ya sirayet etmesinin de önüne geçiyoruz" dedi.
AKILLARA ZİYAN BİR DURUM
Bununla ilgili kanıtları da görüşmelerde muhataplarına sunduklarını aktaran Bakan Akar, “İsveç yapımı AT-4 tanksavar silahı var. Teröristler tarafından kullanılan bu silahlardan Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarımızda çok sayıda ele geçirdik. Bunların fotoğraflarını, seri numaralarını hepsini görüşmelerimizde ortaya koyduk” dedi.
Söz konusu ülkelerdeki terör örgütü yanlısı gösterileri, teröristlerin iade süreçlerindeki olumsuzlukları da hatırlatan Bakan Akar, “Terör örgütlerine her türlü desteği verip ondan sonra da ortak savunma örgütünde bir müttefik olarak yer alma talebinin büyük bir tutarsızlık olduğunu değerlendiriyoruz.” ifadesini kullandı.
Bazı müttefik ülkelerin Türkiye’ye karşı savunma sanayisinde uyguladığı ambargoya dikkati çeken Bakan Akar, “Bir taraftan ‘Güçlenelim, kuvvetlenelim, NATO’ya yönelik her türlü tehdide karşı bir olalım.’ deniliyor diğer taraftan da Türkiye’ye karşı silah ambargosu uygulanıyor. Bunun yanında da terör örgütlerine karşı sınırsız destek sağlanıyor. Böyle müttefiklik düşman başına! Diyelim ki söz konusu ülkeler İttifak’a dâhil oldular. İttifak dışındaki herhangi bir ülkenin saldırısına karşı beşinci madde gereği İttifak sizi koruyacak. Türkiye de bu İttifak’ın üyesi olarak sizin korunmanıza katkı sağlayacak. Fakat terör örgütü, sizin müttefikiniz Türkiye’ye karşı saldırı yaparken siz, ‘Benim yapacak bir şeyim yok!’ diyeceksiniz. Gerçekten akıllara ziyan bir durum” diye konuştu.
YUNAN MİLLETVEKİLLERİNİN PROVOKASYONU
NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Siyasi Komisyon ile Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu ortak toplantısında Yunan milletvekilleri ile yaşadığı gerginliğe ilişkin soru üzerine Bakan Akar, “Çok seçilmiş nazik, diplomatik bir dille kimseyi tahrik etmeden brifing verdik. Brifingimizin özü de şuydu: Türkiye ile Yunanistan arasında sorun var mı? Var. Nasıl çözülür? Konuşarak. Bununla ilgili istişari, ayrıştırma usulleri ve güven artırıcı önlemler görüşmeleri var. Konuşarak bu problemleri çözebiliriz dedik. Onlar ise mesnetsiz soru ve yorumları ile gayet olumlu giden toplantıyı amacından uzaklaştırmaya çalıştılar" dedi.
İlginizi Çekebilir